Bir Şehrin Yas Evreleri
Bir Şehrin Yas Evreleri
Herkes bilir ki kaybın ardından insanın ruhu iç içe geçmiş pek çok duygu katmanına ev sahipliği yapar. Fakat sadece bireyler değil toplumlar da aynı yas evre- lerini kolektif bir şekilde deneyimler. İkinci yıl dönümünü andığımız deprem bu gerçeği tüm ya- lınlığıyla gözler önüne seriyor.
Prof. Dr. Barış Erdoğan
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı
Gecenin ilerleyen saatlerinde Hatay’ın Atatürk Bulvarı boyunca uzanan yeni TOKİ konutlarının ışığında bir kortej hâlinde yürüyen kalabalığa bakınca koca bir şehrin yas tutuşunun evrelerini görmek mümkün. Geçen sene aynı yerde yıkılmış binalar arasında toplanmış öfkeli bakışlar vardı. Depremde kaybedilen canların derin acısı, ihmallere duyulan tepkiyle iç içe geçiyordu. Bir yıl önceki anma töreninde yükselen sesler haksızlığa duyulan isyanın da ifadesiydi.
Ancak bu yıl her biri büyük bir hasret taşıyan yüreklerin tutumunda bir değişim se- ziliyor. Saat tam 04.17’de depremi hatırlatan o sarsıcı anda Cumhuriyet Meydanı’nda hemen Asi Nehri kıyısında toplanan topluluk artık öfkeyi öyle yüksek tonda dillendirmiyordu. Deprem günlerinin hayata tutunuş sembolü haline gelen “Üç, iki, bir… Sesimi duyan var mı” haykırışları ortalığı inletiyordu. Ama tonu geçen yıla göre farklıydı. Protokol konuşmalarının yapılmadığı bu yılki tören daha sadeydi. Hatay’ın çok renkli inanç haritasından gelen din adamları -caminin, kilisenin, havranın ve diğer ibadethanelerin temsilcileri birer birer söz aldı. Dualar göğe yükselirken kalabalığın yüzünde gözya- şıyla örülü bir sükûnet vardı. Daha sonra hep birlikte Asi Nehri’ne bırakılan kırmızı karanfiller sessizce akıntıya karıştı. Sanki toplum kişisel yas süreçlerinde olduğu gibi “inkâr” ve “öfke” evrelerinin eşiğinden geçmiş ve şimdi “kabullen- me’ye daha yakın bir yerde duruyor.
